Çarşı Medya
Asistan

Avusturya’daki Seçimlerin Türkiye ile Müzakere Sürecine Etkisi

Avusturya’daki Seçimlerin Türkiye ile Müzakere Sürecine Etkisi

Avusturya’da 15 Ekim’de gerçekleştirilen genel seçimler muhafazakar sağ Avusturya Halk Partisi’nin (ÖVP) zaferiyle sonuçlandı. Parti başkanı genç lider Sebastian Kurz, diğer partilerle yapacağı görüşmeler sonucu hükümeti kuracak.  Daha önce İslam karşıtı söylemleri ile gündeme gelen Kurz, Türkiye ile Müzakerelerin durdurulması çağrısında bulunmuştu.

Avusturya’yı Avrupa’nın en üst noktasına taşımayı amaçladığını söyleyen ÖVP lideri hükümet kurmak için diğer partilerle masaya oturmaya hazırlanıyor.  Yarım asırdan fazla süredir koalisyonla yönetilen Avusturya 1949’dan beri hiç 3’lü koalisyon görmedi.  Muhtemel koalisyon seçenekleri ise Sosyal Demokrat Parti ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi.

İkili İlişkileri Koalisyon Şekillendirecek

Sebastian Kurz, henüz 31 yaşında genç bir lider ve şimdiye kadar partinin başına geçmekle parti eksenini sağa kaydırdığı biliniyor. Sebastian Kurz tarafından koalisyon teklifi alan aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi daha önce Kurz’u kendi göç ve yabancı politikasını çalmakla suçlamıştı.

Türkiye ile olan ilişkilerde, bu koalisyonun kurulması etkileri çok hissedilmese bile sancılı bir sürece işaret edebilir. Zira her iki partinin de gerek Göç ve Yabancı politikası gerekse de Avrupa Birliği(AB) ile yürütülen müzakere sürecini desteklemediği biliniyor.

Türkiye’nin Göç Politikasına Taban Tabana Ters

Koalisyon hükümetinin kurulmasıyla Dünya’nın en genç Başbakanı unvanını alacak olan eski Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’un Göç ve Yabancı politikası Türkiye’nin politikasına hiç benzemiyor. Avusturya Özgürlük Partisi’nin Göç ve Yabancı Politikasıyla karşılaştırınca daha hümanist gelen politika kapsamında yapılanlar şöyle:

  • AB’nin Avrupa’daki göçmen yardımlarının sınırlandırılması
  • Avrupa’ya göç yollarının kapatılması
  • 5 yıl Avusturya’da yaşayanlara yapılan yardımların kesilmesi

Türkiye’nin Göç Politikasıyla benzemeyen politika kapsamında yapılacaklar, iki muhafazakâr parti koalisyon konusunda anlaşırsa daha da ağırlaşacak gibi duruyor. Çünkü Avusturya Özgürlük Partisi göçmenlerle ilgili çok daha acımasız ve sert söylemlere sahip.

Göçmen Politikası ile Toplumsal Yapı Korunmaya Çalışılıyor

Avusturya’nın yabancılarla ilgili söylemleri gibi söylemler daha önce radikal sağ’ın yükselişe geçtiği diğer Avrupa ülkelerinde de gözlemlendi. Bu durum ülkelerin sosyal yapısının bozulması endişesinden ve son zamanlarda çok seçim olmasından kaynaklanıyor. AncakAvrupa değerlerinin evrenselliğine zarar veren bu uygulamanın son bulmaması AB’nin komşuluk politikasında kullandığı Avrupalılaşma ve yumuşak güç söylemlerini gölgede bırakabilir.

Türkiye ile Müzakereler Devam Edecek Ama…

Türkiye 1963 yılından beri Avrupa Birliği ile üyelik sürecinde ve 2005 yılından bu yana açılan ilk fasılla birlikte müzakereler sürdürülüyor. Peki, Avusturya’nın müzakere sürecinin durdurulmasını istemesi bu süreci etkiler mi?

Üyelik sürecinde olan Türkiye ile müzakerelerin durdurulmasını bir ülkenin istemesi yetmeyeceği gibi birkaç ülkenin bunu istemesi de yeterli değil. Son dönemlerde Avrupa’nın bazı ülkeleri ile gerilim yaşayan Türkiye’ye diğer AB üyeleri destek veriyor.

AB geçtiğimiz günlerdeki zirvede Türkiye ile olan müzakere sürecinin durdurulması yerine son zamanlarda AB kurumlarıyla ve ikili ülkelerle sorun yaşayan Türkiye’nin hukuk devleti, demokratikleşme ve ifade özgürlüğü gibi değerlere bağlı kalarak sürece devam etmesi yönünde karar aldı. Ancak başta Almanya ve Avusturya gibi ülkelerin ön ayak olmasıyla 4.4 milyar Avro değerindeki katılım öncesi mali destekte kesinti yapılması ön görülüyor. Bu konu ile ilgili henüz teknik bir karar alınmadı, komisyon raporu bekleniyor.

Yukarı