Ölmeden Önce İzlenmesi Gereken 25 Film

Bazı filmler insanın hayatını değiştirebilecek nitelikte olabilir. Ufkunuzu açacak, yeri geldiğinde güldürüp, yeri geldiğinde hüzünlendirebilecek ama hepsinden önemlisi size keyifli anlar yaşatabilecek ölmeden önce izlenmesi gereken 25 filmi sizler için derledik.

Schindler’s List (Schindler’in Listesi)

Steven Spielberg denince akla ilk gelen filmlerdendir Schindler’in Listesi. Thomas Keneally’in kitabından uyarlanan film 2. Dünya Savaşı zamanını konu alır. Oskar Schindler isimli bir Alman iş adamı, savaş sırasında Polonya’da bir fabrika kurar. Bu fabrikada Yahudileri çalıştırır ve toplamda 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarır. Gerçek bir hayat hikayesini konu alan bu film 1994 yılında 12 dalda Oscar’a aday gösterilmişti. En İyi Film, En İyi Kurgu, En İyi Yönetim, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Görüntü, En İyi Senaryo Uyarlaması ve En İyi Özgün Müzik ödüllerine layık görülmüştür.

Fight Club (Dövüş Kulübü)

Hayatın monotonluğunda kendini kaybeten bir memur olan Jack, uzun bir süredir insomnia, yani uykusuzluk hastalığından şikayetçidir. Çeşitli psikolojik sıkıntılarından kurtulmak için farklı farklı grup terapilerine katılır ve bu terapiler esnasında Marla Singer ile tanışır, biraz zaman geçtikten sonra da, Jack’in ulaşmak istediği tüm hedeflere ulaşan ve Jack’in hayatını değiştirecek olan Tyler Durden ile… Tyler Durden ve Jack, tanışmalarından sonra belirli bir süre geçtikten sonra, birinci kuralı “Asla Dövüş Kulübü hakkında konuşma!” ikinci kuralı ise “Asla ve asla Dövüş Kulübü hakkında konuşma!” olan bir oluşuma öncülük ederler: Dövüş Kulübü!

Başrollerinde Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter bulunan efsane filmin yönetmen koltuğunda David Fincher oturmaktadır.

The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli)

IMDb’nin En İyi Filmler listesinde 9,2 puanla en tepede bulunan Esaretin Bedeli genç ve başarılı bir bankacı olan Andy Dufresne’in hayatını konu alır. Andy Dufresne, karısını ve karısının sevgilisini öldürme suçundan yargılanarak ömür boyu hapis cezasına mahkum edilir. Shawshank Hapishanesine giden Andy, bu hapishanedeki tüm dayak, tecavüz ve işkencelere rağmen iyimser ve umut dolu bir şekilde yaşar. Andy’nin pozitif bakış açısı etrafındakileri de etkileyecek güçtedir. Andy’nin en iyi arkadaşı Red, sürekli Andy’e destek olur. Andy, Shawshank Hapishanesinde bile özgür olabileceklerine inanır. Stephen King’den uyarlanan bu filmin başrollerini ünlü isimler Morgan Freeman ve Tim Robbins paylaşmaktadır.

3 Idiots (3 Ahmak)

Hindistan’ın en iyi mühendislik okulunda okuyan üç arkadaş, eğitim sistemini sert ama eğlenceli bir şekilde eleştirir. Hindistan’da yayınlandığı güne kadar tüm zamanların en yüksek gişe ve hasılat yapan filmi olarak rekor kıran filmin baş rolünde başarılı Hintli aktör Aamir Khan bulunmaktadır. Aamir Khan’a Kareena Kapoor, Sharman Joshi, Madhavan ve Boman Irani eşlik eder. Filmin süresi epey uzun olsa da eğlenceli vakit geçirmenizi sağlayacaktır. Film, IMDb’de 8,4 puan almıştır.

Her Çocuk Özeldir

Aamir Khan’dan bahsetmişken Her Çocuk Özeldir filminden bahsetmemek olmaz. Her ebeveynin izlemesi gereken bir filmdir. İlgili bir anne ve ilgisiz bir babaya sahip olan Ishaan, harfleri ve sayıları algılamakta sıkıntı çeker ve herkes tarafından geri zekalı olarak görülür. Kendini geliştirmesi için yatılı okula verilir ve burada hayatı değişir. Harfleri ve sayıları algılamakta hala sıkıntı yaşayan Ishaan derslerinde de başarısızdır. Okuma yazmayı dahi öğrenememiştir. Sayılara ve harflere her baktığında onları dans ederken görür. Zamanla başarısızlığı devam eder ve içine kapanık, karamsar ve asosyal bir çocuk haline gelir. Her şeyden ümidini kestikten sonra resim öğretmeniyle tanışır. “Her Çocuk Özeldir” mottosuyla Ishaan’a yaklaşan resim öğretmeni, Ishaan’ın hayatını kelimenin tam anlamıyla olumlu yönde değiştirir.

Memento (Akıl Defteri)

Dışarıdan epey zengin görünen, Jaguar marka araba kullanan ve şık giysiler giyen Leonard Shelby’nin hayattaki en büyük amacı karısına tecavüz edip öldüren kişiyi bulmaktır. Ucuz otel odalarında kalan ve sadece nakit para kullanan Shelby’nin çok ciddi bir problemi vardır. Çok ender rastlanan ve tedavisi olmayan hafıza kaybı yüzünden hayatının sadece son 15 dakikasını hatırlar. Bu yüzden de sürekli Akıl Defteri kullanarak hayata tutunmaya ve karısının intikamını almaya çalışır.

La Vita é Bella (Hayat Güzeldir)

Hayat dolu Guido’nun öğretmen Dora’ya aşık olur ve tüm zorluklara göğüs gererek evlenirler. Çiftimiz bir de çocuk sahibi olur. Tam her şey rayına oturdu derken İkinci Dünya Savaşı patlak verir. Guido ve ailesi Yahudi oldukları için toplama kampına götürülür. Guido, oğluna esir kamplarını ve savaşın bir oyundan ibaret olduğunu söyler. Eğer oyunu başarıyla tamamlarsa gerçek bir tank ödülünü kazanacağını söyler. IMDB’de 8,6 puanı bulunan La Vita é Bella (Hayat Güzeldir) hiç şüphesiz ki sinema tarihinin en önemli eserlerindendir. En İyi Yabancı Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film Müziği dallarında Oscar ödülüne layık görülmüştür.

Piyanist

Sırada Roman Polanski’nin efsanevi filmlerinden biri olan Piyanist var. İkinci Dünya Savaşı sürerken yaşanan gerçek bir dramı konu alan film, Polonyalı ünlü piyanist Wladyslaw Szpilman’ın anılarını aktardığı aynı isimli kitaptan uyarlanmıştır. Piyanist, Polonya’da süregelen Nazi işgali sırasında bir şekilde esir kamplarına gitmekten kurtulur. O sıralar hayatta kalmanın oldukça zor olmasına rağmen ünlü piyanist Varşova’da bulunan kenar mahallelerde hayatta kalmaya çalışır. Tam anlamıyla sefil hayatı yaşar. Sürprizlerle dolu olan bu film toplamda üç Oscar ödülüne layık görülmüştür.

A Beautiful Mind (Akıl Oyunları)

Aynı isimli kitaptan senaryolaşan film, Nobel ödüllü Amerikalı matematikçi John Nash’in hikayesini konu alır.

John Nash, öğrencilik zamanında sürekli hayaller görmeye başlar. Mezun olduktan sonra paranoid şizofren olur ancak bu hastalığının farkına varmaz. Katıldığı bir konferans esnasında karşısına aniden bir psikiyatr çıkar ve John Nash’in rahatsızlığının farkına varır. Sonrasında hastaneye yatar ve akademik çalışmalarından uzaklaşır. Daha sonra hastaneden taburcu olur, ancak rahatsızlığı kendi çocuğuna zarar verme noktasına kadar gelince eşi yeniden hastaneye yatırır. Uzun süre hastalığının farkında olmayan Nash, bir gün gördüğü hayali kişiliklerden birisi olan küçük kız çocuğunun yıllarca hiç büyümediğini fark eder ve hastalığını kabullenir. O andan itibaren gördüğü hayali kişilikleri ve olayları görmezden gelerek, onlarla birlikte yaşamaya çalışır. Tedavilerden olumlu sonuç alamasa da çevresinin desteğiyle her şeye adeta sıfırdan başlar. Akademik çalışmalarını hızlandırır ve üniversitede ders vermeye başlar. Şizofreni ile yaşamayı başaran Nash, gösterdiği mükemmel mücadele sonucunda yaptığı buluşlardan dolayı Nobel Ekonomi Ödülü’nün sahibi olur.

Ron Howard’ın yönetmenliğini yaptığı filmde John Nash karakterini Russell Crowe canlandırmaktadır.

Good Will Hunting (Can Dostum)

Listemizin 10. Sırasında En İyi Senaryo dalında Oscar ödülü alan Good Will Hunting (Can Dostum) filmi var. Will Hunting, MIT’de temizlikçi olarak çalışan bir gençtir. Çok yüksek bir IQ’ya sahip olan Will Hunting, temizlik yaptığı sırada bir sınıfın tahtasına yazılmış bir matematik sorusuna denk gelir ve çözülmesi neredeyse imkansız olan problemi rahatlıkla çözer. Bir süre sonra Will, problemi yazan profesör tarafından fark edilir. Dahi temizlikçi, pek çok zor soruyu rahatsızlıkla çözer. İlerleyen zamanlarda Will Hunting’in başına talihsiz bir olay gelir. Kavgadan dolayı hapis cezasına çarptırılır. Üniversite profesörü, Will’e kefil olur ve öfke kontrol probleminin terapist tarafından tedavi edilmesini sağlar. Will Hunting, terapist Robin Williams, en yakın arkadaşı Ben Affleck ve kız arkadaşı sayesinde yepyeni bir hayata başlayacaktır.

Prestij

Film, 19. yy sonlarında Londra’da geçmektedir. Sihirbaz asistanı olan üç arkadaş, Alfrerd Borden, Robert Angier ve eşi Julia McCullough yine bir gösteri için sahne alırlar. Bu gösteri esnasında Julia ölür ve Robert, eşinin ölümünden dolayı Alfred’i suçlar ve birbirlerine adeta düşman olurlar. Zaman içerisinde ünlenen eski iki arkadaş, artık birbirlerine rakiplerdir. Sürekli birbirlerine üstünlük kurmaya çalışır. Alfred’in başarılı hamlesiyle karşılaşan Robert, rakibinin yaptığı hilenin sırrını çözmeyi takıntı haline getirir ve olaylar başlar…

Forrest Gump

1994 yapımı film, 1986 yılında aynı isimle yayımlanan romandan esinlenerek çekilmiştir. Filmde Tom Hanks, Robin Wright, Sally Field ve Gary Sinise başrolleri paylaşmaktadır.

İnanılmaz atletik yeteneklere sahip olan Forrest Gump, öğrenme güçlüğü yaşayan birisidir. Film, Forrest Gump’ın başardığı inanılmaz olayları konu alır.

Yeşil Yol

“Paul Edgecomb mucizelere inanmazdı, O’nunla tanıştığı güne dek…”

Paul Edgecomb, hapishanenin infaz odası baş gardiyanıdır. Bir gün, idam cezası alan iri yarı, adeta dev gibi birisi hapishaneye gelir: John Coffey. İki küçük kızı öldürmekle suçlanan ve idam cezasına çarptırılan John Coffey, düşünülenin aksine ince, naif ve karmaşık bir iç dünyasına sahiptir. Paul Edgecomb, John Coffey’in bu iyi niyetinin farkına varır ve ona suçlu olup olmadığını sorar. İkili sohbet etmeye başlarlar ve John Coffey mucizevi yetenekleri sayesinde Paul Edgecomb’un hastalığını geçirir. Edgecomb, bu mucizenin farkına vardıktan sonra John Coffey’in idam edilmemesi gerektiğini düşünür.

Bu ikilinin yaşadıklarını konu alan film Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. En İyi Film Akademi Ödülü, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü, En İyi Müzik Akademi Ödülü ve En İyi Senaryo Akademi Ödülü’ne aday gösterilmiştir.

Zindan Adası

Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli iki polis, Rachel Solando’nun ortadan kaybolmasının üzerine soruşturma yapmaya başlar. Ancak bir sorun vardır, Rachel Solando bir akıl hastasıdır. Soruşturmayı da Shutter Adası’nda bulunan Ashecliffee Hastanesi’nde yapmak zorundalardır. Soruşturma yapmak için hastaneye giderler ve sonrasında esrarengiz olaylarla karşılaşırlar. Çığırından çıkan işler ve isyan tablosu bu davanın akıbetini zora sokacak ve adeta gerçeklik sınırları zorlanacaktır. Filmde başrolde Leonardo DiCaprio vardır.

Inception (Başlangıç)

Inception, çok yetenekli bir hırsızın hikayesini konu alır. Söz konusu hırsız Dom Cobb’un hırsızlık yeteneğiyse biraz farklıdır. Cobb, zihnin en savunmasız hali olan rüya görme anında, değerli sırlara sahip olan kişinin rüyasına girerek o bilgileri bilinçaltından çalmasıyla ünlüdür. Cobb bu yeteneği sayesinde kurumsal bir casus haline gelir ancak bu da uluslararası bir kaçak olmasına neden olur ve sevdiği her şeyi kaybeder.

Bu işi bırakmak isteyen Cobb’a bir fırsat sunulur, ondan istenen şey bir fikir çalması değil, bilinçaltına bir fikir yerleştirmesidir. Eğer başarırsa artık serbest ve özgür kalacaklardır.

Dikkatli ve titiz bir şekilde yapılan planlamalar, her hareketlerini önceden tahmin edebilen düşmanla başa çıkmalarına yeterli olamaz. Bu düşmanın da gelişini sadece Cobb görebilir.

2010 yapımı filmde Dom Cobb rolünde Leonardo DiCaprio oynamaktadır.

The Diary of Anne Frank (Anne Frank’in Hatıra Defteri)

Oldukça eski bir yapım olan Anne Frank’in Hatıra Defteri 1940’ların ortalarını anlatır. Nazilerin saldırması sonucu Amsterdam’da bulunan tüm Yahudiler toplama kamplarına gönderilir ve orada yok edilir. Bir grup Yahudi bu toplama kamplarına gitmekten çatı katına saklanarak kurtulur ve tam iki yıl boyunca çatı katında yaşarlar. İki yıl boyunca tartışmalara ve türlü zorluklara şahit olan Anne Frank, yaşananları günlüğüne aktarır. 1959 Akademi Ödülü’ne sahip olan bu filmin yönetmenliğini George Stevens yapmaktadır.

12 Kızgın Adam

Ölmeden önce izlenmesi gereken 25 film listemizin 17. Sırasında 12 Kızgın Adam filmi bulunuyor. Latin Amerikalı genç, babasını öldürdüğü suçlamasıyla mahkemeye çıkar. Gencin savunması oldukça zayıftır, kaybettiğini söylediği bir bıçak da cinayetin işlendiği yerde bulunur. Suçlu bulunursa idama mahkum edilecek olan sanık için 12 jüri üyesi oylama yapacaktır. 12 jüri üyesinden sadece 8 numaralı jüri Davis suçsuz hükmünde oy vermiştir. Daha sonrasında Davis, diğer jüri üyelerini ikna etmeye çalışır ve bu sırada 12 Kızgın Adam’ın suçlu hükmünde oy vermelerinin ardında çok çeşitli kişisel sebeplerin bulunduğu ortaya çıkar.

Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol

Film, bir Güney Afrika efsanesi olan Nelson Mandela’nın yaşamını konu alır. “Özgürlük Savunucusu” olarak hafızalarda yer alan Mandela’nın çocukluğunu, üniversite hayatını, hapis hayatını ve politik hayatını konu alır. Henüz hukuk öğrencisiyken politikaya oldukça ilgili olan Nelson Mandela, Güney Afrika’da demokrasi savaşçısı haline gelir. 1964 yılında hapis cezasına çarptırılsa da mücadelesinden yılmaz. Tam 27 yıl hapis hayatı yaşar. Cezası bittikten sonra da mücadelesine devam eder. 1993 Nobel Barış Ödülü’ne layık görülür. Bu ödülden bir yıl sonra da ülkenin ilk siyahi başkanı olarak göreve gelir. Mandela, demokratik seçimlerle göreve gelen ilk başkandır.

The Great Dictator (Büyük Diktator)

Charlie Chaplin’in ilk sesli filmi olan The Great Dictator (Büyük Diktatör), Chaplin’in kendine has tarzıyla faşizmi ve faşist yapıyı sert bir biçimde eleştirir. İyi niyetli, fakir bir berber normal hayatına devam etmektedir. Bir gün bir karışıklık sonucunda diktatör Adenoid Hynkel ile karıştırılır. Bu büyük karışıklık pek çok şeyi değiştirir. Diktatör Hynkel ile karıştırılan berber büyük bir kalabalık karşısında bir konuşma yapar ve insanların hayatında pek çok şeyin değişmesini sağlar.

Django Unchained (Zincirsiz)

Kerry Washington, Leonardo DiCaprio, Samuel Jackson, Jamie Foxx ve Christopher Waltz gibi isimlerle ön plana çıksa da çok önemli bir diğer ismin katkısı vardır: Quentin Tarantino! Sinemanın efsane ismi Tarantino 2012 yılında çıkardığı film, Amerikan İç Savaşı’ndan iki sene önce, köle Django’nun Alman asıllı ödül avcısı Dr. Schultz ile yaşadıklarını anlatır. Dr. King Schultz, Django’nun eski efendisinin peşine düşmüştür ve Django ile anlaşmaya varır. Django, özgürlüğünü almak suretiyle Brittle kardeşleri yakalamasında Schultz’a yardım eder ve başarır da. Ancak sonrasında bu ikilinin yolları ayrılmaz. Güney’in en çok aranan suçlularının peşine düşerler. Günden güne bu işte iyileşen Django, köle ticareti sonucunda kaybettiği eşini bulmak ve kurtarmak ister. Bu isteğin sonucunda ikili, Candyland çiftliğine ve çiftliğin sahibi Calvin Candie’ye ulaşacaktır…

Pi’nin Yaşamı

Hayvanat bahçesi işleten bir aileye sahip olan Pi henüz 16 yaşındadır. Ailesi Hindistan’dan Kanada’ya taşınmaya karar verir ve hayvanat bahçesinde bulunan hayvanları da yanlarında götürürler. Hindistan’dan Kanada’ya giden yük gemisine binen Pi ve ailesi talihsiz bir olay yaşar. Gemi, içinde bulunan tüm canlılarla birlikte batar. Sadece bir can kurtaran filikası, vahşi Pasifik Okyanusu’nda yapayalnız kalır. Bu sandadlda hayatta kalmayı başaranlar da vardır: bacağı kırık bir zebra, bir orangutan, bir sırtlan, tam üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve 16 yaşındaki Pi. Ne yazık ki Pi’nin ailesi dahil geminin tüm mürettebatı hayatını kaybetmiştir.

Bu zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi veren Pi’nin sıra dışı yaşamını konu alan filmin yönetmenliğini Ang Lee üstlenir. Film, IMDb’de 8,0 puan almıştır.

V for Vendetta

2020 yılının İngiltere’sinde diktatör bir rejime bireysel bir şekilde baş kaldıran V’nin fikirleri daha sonrasında toplumsal bir hareket haline gelir. O dönem İngiltere’de terör olaylarından dolayı büyük kayıplar verilir ve halk kurtuluşu baskıcı bir yönetim anlayışında bulunur ve adeta halk uyanır.

Alan Moore ve David Lloyd iş birliğinde DC tarafından yayınlanan aynı isimli çizgi romandan uyarlanan film IMDb’de 8,2 puana sahiptir. Filmin başrollerindeyse Hugo Weaving ve Natalie Portman bulunuyor.

Vertigo (Ölüm Korkusu)

Alfred Hitchochk yönetmenliğinde 1958 yılında vizyona giren filmin başrollerinde James Stewart, Kim Novak ve Barbara Bel Geddes gibi isimler bulunmaktadır. Film, tekniği ve işlenen konu bakımından sinema tarihinin baş yapıtlarından biri olarak kabul edilir.

Dedektif Scottie Ferguson ve ortağı, bir suçluyu kovalamaktadırlar. Kovalamaca esnasında Scottie Ferguson’un ortağı çatıdan aşağı düşer ve Ferguson ortağını kurtaramaz. Bu olayın ardından yükseklik korkusuna kapılan dedektif, daha sonra Vertigo hastası olur ve mesleğini bırakmayı düşünmektedir. Tam da o sıralarda eski bir arkadaşı, psikolojik sağlığından şüphe eden karısı Madeleine’ni takip etmesini ister. Scottie teklifi kabul eder ve arkadaşının karısını takip etmeye başlar. Olaylar ilerledikçe Scottie Ferguson, arkadaşının karısının intihara meyilli olduğunu fark eder ve takip etmenin yetersiz olacağını düşünerek kadına yardımcı olmaya çalışır. Bu mücadele, dedektif Ferguson’un da kendi korkularıyla yüzleşeceği bir mücadele haline gelir.

The Game (Oyun)

Adeta kontrol hastası olan Nicholas Van Orton, tüm hayatını kontrol ederek yaşar. Başarılı bir hayat süren Nicholas, huzurlu bir hayata sahiptir ve insanlarla ilişkisi çok iyidir. Tüm bu güzellikler, alacağı bir doğum günü hediyesiyle adeta değişecektir. Kardeşi Conrad, Nicholas’a bir oyun hazırlar. Sonunda çok büyük bir ödül olduğunu söyler. Bu gizemli oyun, bir süre sonra oyun olmaktan çıkarak Nicholas’ın tüm kararlarının gerçek bir şekilde hayatına yansıdığı bir ölüm kalım mücadelesine dönüşecektir…

The Departed (Köstebek)

Ülkemizde yayınlanan, 39 bölüm süren ve son dönemde piyasada bulunan en etkileyici dizilerin başında olan İçerde dizisine ilham olan The Departed, mafya ve polis teşkilatı arasında geçen savaşı anlatıyor. Mafya, uzun yıllardan beri polisin içine sızması için adamlar yetiştirir, polis teşkilatı da öyle. Dört dalda Oscar’a sahip olan filmde işler, iki tarafın da içlerinde köstebek olduğunu anlayınca karışır…

Sinema tarihi eşi benzeri olmayan yüzlerce filme tanıklık etmiştir. Bizler bu makalemizde küçük bir kısmını sizlere tanıtmaya çalıştık.